28 Mayıs 2017 Pazar

Yollarda

Aras'la ikimiz toplu taşıma araçlarını çok kullanırız. Karşı yakaya geçtiğimizde metrobüsten hangi durakta ineceğimizi, vapurda kuşlara simit atıldığını çok erken öğrendi. Tiyatroda yeme-içme olmaz ama sinemada mısır yiyebileceğini çok iyi bilir. Gittiğimiz tüm çocuk filmleri 3 Boyutlu denk geldiğinden sinemanın gözlükle izlendiğini sanıyor ama olsun doğrusunu zamanla öğrenecektir. 
Dolmuş kalabalık olduğu için talepte bulunmaz ama taksiciye parayı uzatma işini mutlaka Aras yapmalıdır. Yemek yedikten sonra kredi kartı kullanılacaksa şifreden sonra yeşil tuşa mutlaka Aras basmalıdır. Diğer alışverişlerde talep etmez sadece yemek ödemeleri onun sorumluluğundadır.

Yaklaşık 2 aydır okula yürüyerek gidiyoruz çünkü bebek arabası bebekler içinmiş!!! 
Şimdi okula gittiğimiz günlerde oluşan ritüellerimiz var.  Her sabah aynı saatte ekmek ve gazetesini almış evine dönen yaşlı bir teyzemiz var bize 'Günaydın' diyen. Önce Günaydın'la başlayıp şimdi muhabbet ettiğimiz bir teyze. Hatta geçen sabah biz evden biraz geç çıktığımız için karşılaşamadık. Aras bana şöyle bir soru sordu. 'Anne, yaşlı kızı bugün niye görmedik??' Yürüdüğümüz mesafe çok uzun değil ama çok şey sığdırıyoruz o kısa mesafeye. Arka sokağımızdaki taksi durağının kahyası her sabah bize 'Günaydın sokağımın en yakışıklı erkeği' der. Aras da mutlaka ona gülerek cevap verir. Şimdi elektrik malzemeleri satan dükkandaki amca da 3 sabahtır 'Günaydın Aras' diyor. Biz oradan geçerken her sabah bizi izleyip zamanla bizim sabahımıza dahil oluyorlar. Taksi durağının yakınındaki emlakçının önünde oturan 2 genç var yaşlı teyzeyle yaptığımız sohbetleri gülerek izleyen. Çok yakında onlarla da muhabbete başlarız gibi geliyor. Az ileride yerde belediyenin koyduğu çiçeklikten bir adet (nedense fazla almaz sadece bir adet) papatya alır öğretmeni Beste'ye vermek için. O çiçekliğin önündeki balkonda köpeğiyle oturan teyze de bazen bize laf atar gülümser öyle geçeriz.

Ama en önemlisi her sabah kedi evinden geçmektir. Bu yol, iki sokak arasında kalan bir evin arka bahçesi aslında. Okula çok yakın bir sokağa çıkan dar bir geçit. Eski bir evin arka bahçesi olduğu için çok bakımsız ve kötü de kokuyor ama Aras'la yürümek çok uzun sürdüğünden bahçede çok sayıda kedi olmasına rağmen biz kısa yolu seçiyoruz.
Arkadaşım bu kestirme yoldan bahsettiğinde kedi çok diye geçmek istememiştim ama bir-iki kez geçtikten sonra Aras her sabah sormaya başladı bugün 'kedi evinden geçecek miyiz??'
Evet orası bizim kedi evimiz. Bahçe girişinde arabanın üstünde oturan kedi gözlem yapıyor, kapıda duran kedi nöbet tutuyor ve bizi tanıdığı için geçmemize izin veriyor ama tek şartı içerideki kedilere iyi davranmamız bir de sessiz olmamız. Diğer kediler bize bakıyorlar 'Aaa Aras gelmiş yaşasın' diyorlar.(Kediden korkan bir anne olarak yaptığım fedakarlık ve Aras'ın korkmaması için yaptığım oyunlar da gözden kaçmasın lütfen)
Tabii kötü koktuğu için sadece sabah geçişlerimiz yeterli bence o yüzden okuldan çıkış saatimizde hep bayanlar temizlik yapıyor ve kedi evini geçişe kapatıyorlarmış mış mış. (Anne olunca hayal dünyam ve ufak yalanlarım gelişti)

Ama okul çıkışı o yoldan dönmezsek caddeye çıktığımızda önünden geçtiğimiz bir kahve dükkanından macaron yememiz gerekiyormuş. Her seferinde 2 adet yeşil (fıstıklı) macaron. Kahveciye girip sıraya geçmesi, kasadaki abisine parasını uzatıp ne almak istediğini söylemesi sonra kahveyi aldığımız alana geçip orada bekleyip macaronlarını aldıktan sonra oturma alanına doğru popoyu sallayarak yürümesi de görülmeye değer. Aras hayatı böyle öğreniyor işte.