2 Şubat 2012 Perşembe

Bazen kanayan yarayı kesmek daha iyidir.

 
1995 yılından beri çalışma hayatının içerisindeyim ve son 10 yıldır aynı yerde, aynı insanlarla beraberdim. Hatta bazı mesai arkadaşlarımla 1995 yılından beri tanışıyorum.
Liseden mezun olduktan sonra çok fazla beklemeden iş hayatına girmiş olan ve benim gibi çalışmayı çok seven birisinin işyerindeki mutsuzlukları ve sıkıntıları artık
yönetememesi çok üzücü. Emeğimin karşılığını, hakettiğimi düşündüğüm şekilde alamadığım bu ortamda daha fazla kalamayacağıma karar verdim ve


9 Aralık 2011 itibariyle 17 yıllık çalışma hayatıma şimdilik ara vermiş bulunuyorum.
 
Hemen herkes gibi ben de üzerime düşen sorumlulukları en iyi şekilde yerine getirmek için uğraştım fakat yönetici konumunda  bulunanlarla belli bir zamandan sonra
aynı frekansta buluşamadık. Aslında ilişkimizin başında aynı frekanstaydık ama daha sonra çevremizdeki kişilerin yönlendirmesiyle yollarımız ayrı düştü diye düşünüyorum :)
Hayatımızda diğer ilişkilerimizde de hep böyle oluyor aslında. İnsanlar mutlu oldukları yerde her zaman şevkle bulunuyorlar ama onları mutsuz eden şartlar ortaya çıkarsa
birden herşey değişiveriyor ve onları mutsuz eden şartlar değişmiyorsa o ortamdan uzaklaşmak en doğru karar oluyor.
 
Ve tecrübelerimle belirtiyorum ki her zaman en doğru karar: kanayan ve birtürlü iyileşmeyen yarayı bir yerden sonra kesmek.
 
Bir ilişkiye gereken özeni gösterirseniz ve elinizden gelenin en iyisini yaparsanız o ilişki çok güzel bir şekilde gelişiyor ve devam ediyor. Fakat iki taraftan birisi mutsuz
ise bir zaman sonra mutlaka bu mutsuzluktan bıkıyor ve kaçma fırsatını yakaladığı ilk anda oradan uzaklaşıyor.
 
Mutsuz hatta yollarını ayırmış bir çiftin bebeği gibi düşünelim iş hayatındaki insanları: Bu bebeğe gösterilen özen tek taraflı ise, o bebekte mutlaka diğer tarafın eksikliği
belli oluyor ve hayatının her anında kendini belli ediyor. Eğer hayatında eksik olan birşeyler varsa o bebek büyüse de mutsuz olmaya devam ediyor. Bunun gibi, iş hayatında emeğinizin karşılığını hakettiğiniz şekilde alamadığınızı düşünüyorsanız bu da uzun süreli mutsuzlu ğun sonucu nda çok can yakıcı olabiliyor.
 
Aynı konumda olduğunuz bir başkası var diyelim. Aynı seviyede okullardan mezun olmuşsunuz, aynı tecrübeye sahipsiniz ve bulunduğunuz ortamda yarattığınız katkı da aynı olsun.
İki kardeş arasında yapılan ayrım o kardeşleri psikolojik olarak nasıl etkilerse , size tanınmayan imkanlar o kişiye tanınıyorsa bu ayrımcılık ve haksızlık da sizi öylesine derinden etkiliyor ve o aileye olan inancınız ve saygınız kalmıyor.
 
Bu ayrımcılığı her zaman kardeş ayrımcılığı kadar saf göremeyebiliyorsunuz. Sevgilinizle yaşadığınız ilişkinizdeki 3.kişi gibi hiçbir zaman hazmedilmeyecek bir olaya dönüşüyor ve
sizi kemirmeye başlıyor.
Tabii ki hiçbirşey karşılıksız olmadığı gibi bu duygulara da iki taraflı bakmak lazım. Yöneticiniz de sizin o pozisyon için uygun olmadığınızı düşünüyor ki bu kararı vermiş ve bir başkasını uygun görmüştür. Elbette yine o ilişkide zaten yerinizin kalmadığı aşikar.
 
Böyle durumlarda vazgeçmek ve hatta pesetmek en doğru karar. Olmayan ve hiç olmayacak bir konuda kendinizi yıpratmanın hiç anlamı yok. Bazen yenilgiyi kabul etmek ve sizin doğrunuzla sizi mutlu edecek başka bir ilişkiyi buluncaya kadar tercihinizle yaşamak hatta mutlu olmak var.
 
Ben şimdi kendi tercihimle bitirdiğim uzun soluklu ilişkimi yeniden canlandırıncaya kadar kendimle başbaşayım ve bu bekleme sürecinin keyfini sürüyorum.
Kendimce haketmediğim şeyleri bana yaşatan insanlardan uzaklaşarak bu sürece son verdim.
Her zaman olduğu gibi kötü olanda kazandığım tecrübeleri bu kötünün bitişiyle başlayan yeninin harika olması için kullanacağım.