9 Ağustos 2012 Perşembe

'Kayıp' etkisiyle 'Kimseye Söyleme'


Kaş'ta yaptığımız harika tatilin henüz ikinci günü okuduğum kitabı bitirdiğimde, hemen kitapçı aramaya başladık.
Deniz kenarında güneşlenirken ve tüm gün şezlongta yatarken kitap okumak çok keyifli. Ama yeni kitap seçmek o kadar da kolay olmayacaktı.
Çünkü son okuduğum kitap beni o kadar etkiledi ki yeni kitabı seçerken çok seçici olmalıydım. Bu konuda kendimi iyi tanıyorum.
Eğer kitabı sevmezsem maalesef yarım bırakıyorum ve başladığım yeni kitaptan da keyif alamıyorum.

O akşam kitapçıda onlarca kitabın arasından hangisini alacağıma karar veremedim ve ikinci akşam tekrar gittiğimizde kitapçının önerisiyle aldığım kitap,
Harlan Coben'in 'KAYIP' adlı romanı oldu.
Polisiye dizileri çok sevmeme rağmen daha önce hiç polisiye kitap okumamıştım. Kitapta anlatıcı durumundaki karakter ve çevresindekiler,
bulunulan ortamlar o kadar detaylı anlatılmış ki dizi izliyormuşum gibi tüm olaylar gözümün önündeydi.
Romanın kahramanı 'Myron Bolitar' ın 10 yıl önce kısa süreli aşk yaşadığı 'Terese Collins' ten gelen bir telefonla içine girdiği olaylar anlatılıyor.
10 yıl önce bir kazada kızı ölen Terese, eski kocasının kendisini aradığını ve yardım istediğini söylüyor. Amerika'da başlayan hikaye bu telefonla
Paris'e taşınıyor.
Her iki ülkeyi de detaylı olarak anlatan yazar, olayları ve kişileri öyle güzel bir kurguyla birleştirmiş ki hayrete düştüm.
Hikayenin başından sonuna kadar en beklenmedik yerlerde ortaya çıkarak Myron'a yardım eden arkadaşları Win ve Esperanza, dizilerde izlediğimiz
her işi çözen karakterlerden.
Terese'nin eski kocasının cesedinin yanında bulunan kanın DNA sonucunda kocası ve Terese'nin kızına ait olması ihtimali ile başlayan araştırmalar,
bu iki kahramanın Yerel polis, İnterpol ve Mossad'dan kaçmak zorunda kalmalarıyla birlikte onlara yardım eden polis Berleand'ın gerçek yüzü ile
okuyucuya da merak içinde bırakıyor.
Cyro Hope Merkezinden Melekleri Koru Derneğine uzanan araştırma ve koşturmaların sonu da çok beklenmedik bir şekilde bağlanmıştı.

Geçen akşam kitabı bitirdiğimde her zaman yaptığım gibi eşime hikayeyi anlattım (okuduğum her kitabı özet geçiyorum ama bu onun isteği nedeniyle)
daha önce de anlattığım gibi zorla yapılan bir durum yok yani.
Harlan Coben'in başka kitapları ve film yapılan romanı da var hadi o filmi izleyelim dedi ve 10 dk sonra filmi izlemek üzere tv karşısındaydık.
'KİMSEYE SÖYLEME' 2007 yapımı bir film.

Filmin kahramanı Alexandre Beck'in eşi Margot 8 yıl önce öldürülmüş. Fakat suçlanan seri katil birçok cinayeti kabul etmesine rağmen bu cinayeti kabul etmemiş ama ipuçları o katili gösterdiğinden dava kapatılmış.
8 yıl sonra aynı yerde 2 kişi daha aynı şekilde öldürülünce Margot'un cinayet davası yeniden açılıyor ve eşi suçlanıyor.
Fransa Cesar Ödüllerinde En İyi Erkek oyuncu dahil 4 dalda ödül alan film yine okuduğum 'Kayıp' adlı romandaki gibi ilginç bir sonla bitiyor.

Hiç sıkılmadan merakla takip ettiğim her iki hikaye gibi diğer kitapları da merak uyandırarak devam ediyor ve sürpriz sonla bitiyordur diye düşünüyorum.
Belki en kısa zamanda tekrar bir Harlen Coben kitabı edinirim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder