2 Aralık 2012 Pazar

Perşembe akşamı sinema

Perşembe akşamı yine bir film izlemek üzere CKM’deydik.

Bu sefer Cinemaximum’dan doğum günü hediyesi olarak gelen çift kişilik sinema biletimizle film daha da keyifli olacak diyerek gittik sinema salonuna.
Ama hangi filme gireceğimize karar vermek biraz zaman aldı.
Eşim de ben de sonunun kötü bittiğini bildiğimiz, içimizi sıkacak Türk filmlerini izlemek istemiyorduk.
James Bond filminin seansı çok geç saatteydi.
Alacakaranlık serisinin önceki filmlerini ben izlemediğim için yeni film de cazip gelmiyordu.
En son ‘Mutluluk Asla Yalnız Gelmez’ adlı filmde karar kıldık.Daha doğrusu o filmde Sophie Marceau’nun oynadığını görünce eşim karar verdiJ
Film, daha önce izlediğim Fransız filmlerinden farklı olarak daha sıcak geldi bana.
Filmin‘Romantik Komedi’ türünde olduğu söylense de bence filmdeki komedi unsuru, başroldeki kadının sakarlıklarından oluşan birkaç sahne ve küçük çocuğun yer aldığı sahnelerle sınırlı kalmış.
Konu itibariyle bence çok Türk filmi tadında olmuş.Çağan Irmak’ın ‘Issız Adam’ filminin olumlu biten versiyonu sanki.Ama ‘Issız Adam’ filmi kadar yankıuyandırması mümkün değil tabii ki.
Başroldeki erkek karakter Sacha, para kazanmak adına pek bir şey yapmayan, gecelik ilişkiler yaşayan bir piyanist.
Bayan karakter Charlotte ise çok zengin bir işadamının eski karısı. 3 çocuğuyla birlikte henüz boşanmadığı eski eşine yakın oturuyor ve maddi olarak ona bağımlı yaşıyor.
Bir tesadüfle karşılaşmaları sonucunda aşk yaşamaya başlıyorlar.

Çocuklardan nefret eden Sacha, çocuklarla kaynaşıyor, onlarla olmaktan keyif alıyor, sorumluluk almaya başlıyor ve gecelik ilişkilerine son veriyor. Ama iş hayatıbir türlü düzene girmiyor.

Hayatlarındaki farklılıklar sonucunda ayrılmaya karar veriyorlar. En yakın arkadaşı ile beraber uzun zamandır üzerinde çalıştıkları gösteri için Brodway’den teklif alan Sacha, unutamadığı Charlotte ile görüşmek istiyor.Eğer O kal derse kalacaktır. Ama Charlotte ile daha önce görüşen yakın arkadaş, onun bu işi kaçırmaması için kadını ikna ediyor. Böylece kadın; eski eşine döndüğünü, alışık olduğu düzeni bırakamayacağını söylediğinde Sacha New York macerasından bahsetmiyor bile.
Büyük üzüntü ile ayrılan çiftimiz kendilerine ayrı dünyalar kurmaya çalışırken; Kadın eşine rest çekiyor, kendi ayakları üzerinde durmaya karar verdiğini ve boşanacağını söylüyor, yeni eve taşınarak kendine yeni bir hayat kurmaya karar veriyor. Adam ise hazırladığı gösteriye yoğunlaşıyor Brodway’de olmanın verdiği motivasyonla işine odaklanıyor ve başarılı oluyor.
Charlotte, bir gün tesadüfen adamın Brodway’den teklif almasının arkasında eski kocasının olduğunu öğreniyor.(Bu sahnede kötü eski koca rolüne de Zafer Algöz’ü pek yakıştırdım nedense)
Arkadaşlarıvasıtasıyla gerçeği yeni öğrenen adam ise hemen kadının yanına gidiyor ve bundan sonra mutlu mesut yaşıyorlar.
Konu çok tanıdık geldi değil mi. Bence Özcan Deniz bu filmi de çeker yakındaJ
Ama itiraf etmeliyim ki 46 yaşında olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdığım Sophie Marceau’nun güzelliği ve fiziği de gerçekten yabana atılacak cinsten değil.

1 yorum:

  1. Ayni filme ayni kadin etkisisyle bizde gittik desem:) ama ben bazi sahneleri biraz yapmacik ve abarti buldum . Yinede kadin cok hos adamda bir o kadar karizmatikti .... konu cok siradan olsa da sinemalik degil de evde izlenebilecek bir filmdi diyebilirim kendi adima ... guzel yorumlarin icin kocaman sevgiler :)))

    YanıtlaSil