3 Haziran 2012 Pazar

Aslında ne demek istiyor!!


Sabah kısa yürüyüş sonrası uğradığım kafede çay içerken kahkahalar ile okuduğum kitap:Doğan Cüceloğlu’nun hayatından kesitler sunan bir söyleşi : İnsanı Ararken DAMDAN DÜŞEN PSİKOLOG
Araştırma asistanı olarak Amerika’ya giden Cüceloğlu orada yaşadığı kültürel şokları anlatıyor. Beni en çok güldüren hikayelerinden biriydi aşağıdaki.
...
O sene İngilizce’den sınıfta kaldığı için İngilizce dersine yazılmak üzere bölüme gittiğinde çok hoş bir sekreter görmüş. Sekreter gülümseyerek ‘Hoşgeldiniz Nasıl yardımcı olabilirim’ dediğinde Doğan Cüceloğlu kararını vermiş. ‘Bu kız bana aşık oldu. Demek bunun için geldim ben Amerika’ya kısmetim buradaymış. Ama babam ne der bu evliliğe? Kız Müslüman olmayı kabul edecek mi? Ama Allah’ın emrine karışılmaz kız aşık olmuş belli.’
Yıl 1964 : Doğan Cüceloğlu biliyor ki Türkiye’de hiçbir kız karşısındakinin gözüne bakarak cıvıldamaz. Oğlandır cıvıldayan Türkiye’de. Kız soğuk durur ki yanlış anlaşılmasın. Öyle sıcak bakıyorsa kesinlikle samimidir.
Bu olay üzerine formu bırakıp dışarıya çıkmış Cüceloğlu. Öğlen vakti dolaşırken karşıdan gelen hoş sekreteri görmüş. ‘Selam versem mi vermesem mi, gülersem cıvıklık olur mu’ diye düşünürken kız yanından geçmiş gitmiş. Bizimki inanılmaz bozulmuş bu olaya.
Ev arkadaşına olayı anlatırken şu cümleleri kurduğunu anlatıyor: ‘Bu Amerikalı kızlar neden böyle? Hepsi orospu.’
Önce çok samimi davranıyor sonra tanımazdan geliyor.
Arkadaşı; orada sen değil 70 yaşında biri de olsa öyle davranacaktı. Bu ofisteki muamele şeklidir. Güleryüz gösterecek bu onun görevidir’ demiş.
Ertesi gün üniversiteye gittiğinde başka bir bölümdeki sekreter güleryüzlü, taşan enerjisiyle ‘Günaydın, Nasılsın?’ dediğinde içinden küfretmek gelmiş ve şöyle düşünmüş: benimle hiçbir alakası yok. Ofis muamele tarzı.
Bu olay sonrasında Amerika’da inanılmaz yalnızlık çekmiş. İnsanlar güleryüzlü konuşuyorlar ama bunun hiçbir anlamı yok Doğan hocaya göre hepsi formul. Kişiliğiyle falan alakası yok bunların. Selam veriyorlar ama hiçlik duygusu hissediyorsun. Ben olduğum için öyle davranmıyorlar. Benim ülkemde olsa insanlar selam vermiyorsa bu selam vermeyişte bir dürüstlük var. Selam vermiyor çünkü seni selam verilecek biri olarak görmüyor esasında.
...
Bu yazıyı okuduğumda çok şey geldi aklıma ama ilki ‘Kendi kendine gelin güvey olmak’ deyimiydi. Karşısındaki selam verdi diye hemen özel bir anlam çıkaran insanlar var mı diye düşündüm. Bu kadar çaresiz olabiliyor mu insanlar? Sanırım yalnızlık ve çaresizlik hissi böyle şeyler yaptırabiliyor.
Sonra bir de şimdiki genç kızları düşündüm. Cıvıldamak halen erkeklerin işi mi? diye.  Hayır! Bayanlarımız artık 1964 yılındaki gibi değil. Artık biz de oldukça samimiyiz :)
E
ğer kaybedecek hiçbirşeyi yoksa ve gerçekten istiyorsa yapamayacağı şey yok gibi bayanlarımızın.
O zamanlar bu samimiyetsizlik nedeniyle Doğan Cüceloğlu kendini Amerika’da pek yalnız hissetmiş . Acaba şimdiki samimiyet ve rahatlık nasıl hissettiriyordur?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder